Çok Tehlikeli İşyerleri İçin İşsizlik Sigortası Primi Teşviki

İş kazaları, hem işgücünün sağlığını tehdit etmesi, hem ekonomik kayıplara neden olması nedeniyle sosyal devlet anlayışı kapsamında kamusal müdahalenin zorunlu olmasını gerektiren bir alandır.

Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) göre her yıl dünya genelinde yaklaşık 2,3 milyon insan iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bu ölümlerin önemli bir kısmı da gelişmekte olan ülkelerde meydana gelmektedir.

Türkiye ise, iş kazası oranları bakımından Avrupa ülkeleri arasında ne yazık ki en üst sıralarda yer almaktadır. SGK verilerine göre yalnızca 2023 yılında 681.655 iş kazası meydana gelmişbu kazalar sonucu 1.972 kişi yaşamını yitirmiştir. Özellikle inşaat, maden ve metal sektörleri gibi çok tehlikeli sınıfa giren işyerlerinde bu oranlar daha da artmaktadır. Bu durum, kazaları önleyici sistematik yaklaşımların gerekliliğini ortaya koymaktadır.

 İş kazalarını önlemeye yönelik teşvik ve desteklerin önemi

İş kazalarının önlenmesi yalnızca bireysel güvenlik önlemlerini değil, aynı zamanda yapısal ve sistemsel çözümleri de gerektirmektedir. Bu bağlamda, işverenleri iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini daha titizlikle uygulamaya yönlendirecek mali teşviklerin önemi büyüktür.

Teşvikler, işverenlerin maliyetlerini düşürerek iş sağlığı ve güvenliğine yönelik yatırım yapmalarını kolaylaştırırken, Devletin de sosyal güvenlik sistemine binen iş kazası yükünü azaltmasına imkân sağlamaktadır.

Bu çerçevede, iş kazalarının önlenmesine yönelik proaktif davranan işyerlerinin ödüllendirilmesi amacıyla 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenen Ek-4. madde ile 10’dan fazla (en az 11) çalışanı bulunan çok tehlikeli sınıfta yer alan ve üç yıl içinde ölümlü veya sürekli is göremezlikle sonuçlanan is kazası meydana gelmeyen işyerlerinde çalışanların işsizlik sigortası işveren payında bir sonraki takvim yılından geçerli olmak üzere 3 yıl süreyle 1 puanlık indirim uygulanması öngörülmüştür.

Kapsamdaki işyerleri

İşsizlik sigortası prim teşviki, sadece 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında “çok tehlikeli” sınıfta yer alan özel sektör ve kamu işyerlerine yöneliktir.

“Az tehlikeli” ve “tehlikeli” sınıfta yer alan işyerleri ise teşvik kapsamı dışındadır.

Teşvikten yararlanma şartları

Teşvikten yararlanmaya esas şartların sağlanması gereken 3 yıllık süre ile teşvikten yararlanılacak 3 yıllık süre boyunca aşağıdaki şartları sağlaması kaydıyla işverenler teşvikten yararlanabilmektedir.

1.İşyerinin çok tehlikeli sınıfta olması,

2.İşverenin Türkiye genelinde çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde her ay toplamda 10’dan fazla çalışanı bulunması,

3.Ölümlü ya da sürekli iş göremezlikle sonuçlanan bir iş kazasının meydana gelmemiş olması,

4.Aylık prim ve hizmet belgelerinin süresinde verilmiş olması,

5.İşyerinin, İSG-KATİP’e kayıtlı onaylanmış ve devam eden iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin verilmesine ilişkin, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi ya da İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliğine göre Bakanlıkça yetkilendirilmiş kurum ve kuruluşlar ile yapılmış bir sözleşmesinin bulunması,

Asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulan işyerlerinde, teşvikten yararlanmaya esas şartların sağlanması gereken 3 yıllık süre ile teşvikten yararlanılacak 3 yıllık süre boyunca alt işverenlere ait işyerlerinde de ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazasının meydana gelmemesi gerekmektedir.

Çalışan sayısının tespiti

Çalışan sayısının toplamda 10’dan fazla olup olmadığının tespitinde;

-Aynı işverenin Türkiye genelinde çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 5510/ 4-a (SSK) kapsamında çalıştırılan toplam sigortalı sayısı esas alınmaktadır.

-Asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulan işyerlerinde alt işverenin çalışanları asıl işverenin toplam çalışan sayısına veya asıl işverenin çalışanları alt işverenin toplam çalışan sayısına dahil edilmeden bağımsız hesaplama yapılmaktadır.

Teşvikten yararlanma süresi

Teşvikten yararlanma süresi, işyerinin teşvikten yararlanmaya esas şartları sağladığı 3 yıllık süreyi takip eden takvim yılından geçerli olmak üzere 3 yıldır.

Teşvik tutarı

Teşvik, işsizlik sigortası işveren payında 1 puanlık indirim şeklindedir. Normalde işsizlik sigortası primi oranı %3 olup, bunun %2’si işveren payıdır. Teşvik sayesinde bu oran %1 olarak uygulanmaktadır. Bu da işverenin çalışan başına yıllık maliyetinde önemli bir azalmaya neden olmaktadır.

Örnek: Teşvikten yararlanan A işyerinin 2025/Mayıs ayında 100 sigortalıyı toplam 5.000.000 TL prime esas kazanç üzerinden SGK’ya bildirdiği varsayıldığında, 2025/Mayıs ayında bu sigortalılara ilişkin 5.000.000 TL x %1=50.000 TL/aylık işsizlik sigortası primi işveren payı teşvikinden yararlanmış olacaktır.

Teşviki sona erdiren durumlar

Teşvikten yararlanılan 3 yıllık sürede aşağıda belirtilen durumlardan herhangi birinin oluşması halinde teşvik uygulamasına son verilmektedir.

-İşyerinin tehlike sınıfının çok tehlikeli sınıftan tehlikeli veya az tehlikeli sınıfa dönüşmesi,

-Çalışan sayısının 10 ve altına düşmesi,

-Ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmesi,

-İşyerinin, İSG-KATİP’e kayıtlı onaylanmış ve devam eden iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin verilmesine ilişkin, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi ya da İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliğine göre Bakanlıkça yetkilendirilmiş kurum ve kuruluşlar ile yapılmış bir sözleşmesinin bulunmaması,

Teşvikten yasaklanma

Teşvikten yararlanan işverenlerden, ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazalarını bildirmeyenlerin veya geç bildirenlerin kapsama giren tüm işyerleri için iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren eksik ödedikleri işsizlik sigortası işveren hissesi primleri, gecikme cezası ve gecikme zammı ile tahsil edilmekte ve  bu işverenler, teşvikten iş kazasının tespit edildiği tarihi takip eden aydan itibaren 5 yıl süre ile yasaklanmaktadır.

Yasaklama kararı verilen işverenler, 5 yıl dolduktan sonra takip eden 3 yılda gerekli şartları sağlamaları ve talep etmeleri halinde teşvikten tekrar yararlanabilmektedir.

Asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulduğu işyerlerinde; alt işverene verilen yasaklama kararı asıl işverene de uygulanmakta, buna karşın asıl işveren için verilen yasaklama kararı alt işverene uygulanmamaktadır.

Başvuru

Teşvikten yararlanmak isteyen işverenlerin SGK’ya ayrıca başvuru yapmaları gerekmemektedir. Sistem, SGK’nın dijital altyapısı üzerinden otomatik olarak kontrolleri gerçekleştirmekte ve uygun olan işyerlerine bu teşviki tanımlanmaktadır.

Sonuç olarak; çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için uygulanan işsizlik sigortası prim teşviki, iş sağlığı ve güvenliği alanında önleyici yaklaşımı özendiren, mali bir teşvik mekanizması olup,  teşvik uygulaması işverenler açısından hem bir avantaj hem de bir sorumluluk anlamına gelmektedir. Sürdürülebilir ve etkili bir iş sağlığı ve güvenliği politikası için yalnızca teşvik değil; denetim, eğitim, bilinçlendirme ve teknolojik yatırım gibi çok boyutlu bir yaklaşım gerekmektedir. Bu yönüyle 4447 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesi ile getirilen düzenleme, iş kazalarıyla mücadelede önemli bir adım olmakla birlikte daha geniş bir etki için sistematik iyileştirmelere ve veri temelli politikaların geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bunun dışında, söz konusu teşvik kapsamına “çok tehlikeli” işyerlerinin yanı sıra “tehlikeli sınıftaki” işyerinin de alınması yönünde düzenleme yapılması gerekmektedir.


Kaynak:Celal Özcan / Ekonomim.com