Vergi Müfettişi ‘Nereden Buldun’ Diye Soramaz Mı?

Geçen hafta, Vergi Denetim Kurulu’nun, harcamala­rı çok yüksek ancak vergi beyanları hiç olmayan ve­ya harcamaları ile uyumsuz olan 10 bin kişiyi görüşmeye davet ettiği haberi paylaşıldı. Vergi müfettişleri, görüş­meye davet ettiği bu kişilere nereden buldun diye sora­bilir mi? Hemen cevap vereyim ki sorabilir.

Ancak siz sorulara cevap vermez veya cevabınızla gelir ve harca­malarınızı açıklayamasanız bile bu durum otomatik bir tarhiyat sonucu yaratmaz. Fakat yetersiz açıklamalar si­zin ve ortağı olduğunuz şirketlerde, vergi incelemesinin başlamasına sebep olabilir.

Bu nedenle yaptığınız açıklamaların yetersiz olması durumunda, sizin ve ortağı olduğunuz şirketlerin vergi incelemesine alınabileceğini bilerek, süreci ciddiye al­manız gerekiyor.

Bu davetin nedeni, çok büyük bir ihtimalle Mali İda­re’nin risk analiz sisteminde, halihazırda beyan edilen gelirleriniz ile harcama veya varlıklarınız arasındaki uyumsuzluk olması ve muhtemelen de bu uyumsuzluğun büyük olmasıdır.

Bir araba veya ev aldığınızda ilk tebrik Maliye’den gelebilir

Değerli okurlar, Mali İdare araç, gayrimenkul alım-sa­tım, banka hareketlerini kişi bazında izleyip beyanlar­la (beyan yoksa da bu hususu risk olarak görecek şekil­de) mukayese ederek yakından izleyebiliyor. Yakında bir araç veya ev aldığınızda Maliye’den tebrik mesajı alırsa­nız şaşırmayın.

Toplanan bu bilgilerin kullanılmamasının, bir sonuç vermemesinin, sürekli çıkan afların, genel olarak ceza­sızlık, denetimlerin yetersizliği algısının, yolsuzluk ve kara para ile yeterince mücadele edilmiyor olduğu, kamu harcamalarında savurganlık yapıldığı algısının cüretkar­lığı artırdığı da bir gerçek.

Banka kartı ile yaptıkları satışlarını bile beyana yan­sıtmayanların varlığı, bir kısım online satış platformla­rında yapılan satışlar için bile fatura düzenlenmemiş ol­duğunun anlaşılması, cüretkârlığın boyutlarını göster­mesi bakımından bana çok ilginç gelmişti.

‘Nereden Buldun Yasası’ iptal edilmişti

Geçmişte, halk arasında ‘Nereden Buldun Yasası’ adı verilen 4369 sayılı yasa ile yapılan düzenlemeler kapsa­mında, kaynağı vergisi ödenmiş gelirlerle açıklanama­yan (ispat yükü vergi mükelleflerinde olacaktı) harcama­lar ve servet artışlarının, o yıl elde edilmiş gelir sayılarak vergilenebilmesi imkânı veren düzenleme yapılmıştı. Bu düzenlemenin önce uygulanması ertelendi, daha sonra da tamamen kaldırıldı.

Ayrıca geçmişte, gider esasına göre gelir takdiri, ser­vet beyanı, hayat standardı gibi vergi güvenlik müessese­leri de mevzuatımızda yer almıştı.

Yurt dışı örnekleri

Yurt dışı ülke örnekleri incelendiğinde (ABD, Batı Avustralya, İtalya vb.) servet, harcama, gider düzeyleri­nin beyan edilen gelir düzeyi ile önemli ölçüde uyumsuz olduğu durumlarda mükelleflerin bu uyumsuzluk ile il­gili izaha davet edildiği görülmektedir. Bunun yanında, bu uyumsuzluk sonucu oluşan fark, vergi konusu olmak­la birlikte mali suçlarla mücadele birimlerinin ilgi alanı­na da girmektedir.

İki sene önce tartışılan öneri

Bu konuda iki sene önce önerilen düzenleme akla gel­mektedir. Mali İdare’nin, risk analizi sonucu beyana ta­bi gelirleri ile yapılan harcamaları arasında yüzde 20’nin üzerinde uyumsuzluk olan mükelleflerden ‘Özel Gider (Harcama) Bildirimi’ istenmesi ve aradaki farkın izah edilememesi durumunda ilgili hakkında vergi inceleme­si yapılması, izah edilemeyen fark tutarların arızi kazanç olarak kabul edilerek gelir vergisi tarh edilmesi yönünde, bir düzenleme önerisinde bulunduğu basına yansımıştı.

Bu düzenleme yapılırsa, mükelleflerin harcama ve ge­lirlerinin görülebilmesine imkân tanıyan ‘mükellef he­sap kartı’ gibi bir çalışma ile birlikte yürütüleceği, gelir artırıcı ve gönüllü uyumu destekleyici etkisi olacağı ifa­de edilmişti.

Mükellef Hesap Kartları

Mali İdare halihazırda ulaştığı bilgi toplama ve işleme kapasitesi ile mükellef bazında raporlama yapabilmek­tedir. 10 bin kişilik davet ile bu bilgilerin değerlendirme aşamasına gelindiğini göstermektedir. Bu bilgiler hiçbir mükellefiyet kaydı olmayanlar için de toplanmaktadır.

Mükellef bazında toplanan bilgilerin çeşitlerini aşa­ğıdaki gibi sıralayabiliriz. Mali İdare’nin bu izah dave­tinden, mükellef bazında, bir nevi mükellef gelir tablosu anlamına gelen, çeşitli kaynaklardan toplanan bilgilerle mükellefin elde ettiği gelir ve harcamaların bir araya ge­tirildiği ‘Mükellef Hesap Kartları’ oluşturduğu anlaşıl­maktadır.

Mükellef Hesap Kartı (Harcama Kalemleri* Gelir Kalemleri**)

-Gayrimenkul ve taşıt alımları,

-Beyana tabi gelirler (ticari, zirai, mesleki, ücret, GMSİ, MSİ, DAK),

-Kira ve aidat ödemeleri,

-Stopaja tabi gelirler (zirai, ücret, GMSİ, MSİ),

-Eğitim harcamaları,

-Veraseten veya ivazsız intikaller,

-Sağlık, hayat, kasko vb. sigorta ödemeleri,

-Kullanılan krediler,

-Seyahat harcamaları (Havayolu, hızlı tren, otel, se­yahat acentası vb.),

-Gayrimenkul ve araç satışları,

-Kredi kartı harcamaları,

-Banka hesabına yatan paralar,

(*)Tapu, noter, banka vb. yerlerden alınan bilgilerle oluşturulmaktadır.

(**)Yıllık beyanname, muhtasar beyanname, bankalar, tapu vb. yerlerden alınan bilgilerle oluşturulmaktadır.


Kaynak:Zeki Gündüz / Dünya Gazetesi