İşçiye Yapılan Altın Yardımının Kesintileri
Çalışma hayatında işçiye yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler yalnızca ücret ödemesiyle sınırlı kalmamaktadır. Günümüzde pek çok işveren, çalışanlarının motivasyonunu artırmak, işyerine olan bağlılıklarını güçlendirmek veya sosyal dayanışmayı teşvik etmek amacıyla çeşitli sosyal yardım uygulamalarını hayata geçirmektedirler. Bu yardımlar zaman zaman nakdi ödemeler olabildiği gibi, kimi zaman ayni nitelikte olabilmektedir. Özellikle altın yardımı kültürel ve ekonomik açıdan önemli bir yere sahip olduğundan iş dünyasında sıkça tercih edilmektedir. Ancak bu tür uygulamalar, mevzuat açısından bazı soruları da beraberinde getirmektedir. Çalışanlara verilen altın yardımlarının sosyal güvenlik primi, gelir vergisi ve damga vergisine tabi olup olmayacağı, işverenlerin sıkça karşılaştığı bir konudur. Özellikle bayramlar, yılbaşı, özel günler veya çalışanların belirli hizmet yılını doldurması gibi nedenlerle verilen altınların kesintilerinin belirlenmesi açıdan nasıl değerlendirileceği önemli bir husustur. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 80'inci maddesine göre; ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından belirlenen tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin %30'unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmazlar. Görüldüğü gibi, evlenme, doğum ve ölüm yardımları nakdi olarak da yapılsa tamamıyla sosyal güvenlik priminden istisnadır. Bu günler için verilen altın yardımları sosyal güvenlik primine tabi tutulmayacaktır. Diğer bir anlatımla, ölüm, doğum ve evlenme gibi nedenlerle verilen altınlardan sosyal güvenlik primi kesilmeyecektir. Diğer yandan, altının piyasada günlük değerinin belli olması, her an kolayca nakde dönüştürülebilmesi ve bu nedenle satın alma alternatifi sağlayacağı göz önüne alındığında; altın olarak yapılan yardımların, nakdi yardım olarak değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. 2020/20 sayılı İşveren İşlemleri Genelgesi'nde yer alan hüküm uyarınca “...sigortalılara hatıra altın verildiğinin tespit edilmesi ancak ödeme bordrosunda gösterilmediği durumlarda altının verildiği ayın son günündeki Merkez Bankası satış fiyatı üzerinden hesaplanacak miktarının sigorta primine esas kazanç tutarına dahil edilmesi gerekmektedir.” Bu bağlamda, çalışanlara altın verildiğinde altının verildiği tarihteki Merkez Bankası satış fiyatı üzerinden hesaplanacak miktarının sigorta primine esas kazanç tutarına dahil edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla işyerinde yapılan altın yardımının hangi amaçla yapıldığının tespit edilmesi yapılan yardımdan sosyal güvenlik primi kesilip kesilmeyeceğini de belirleyecektir. Örneğin, işçiye doğum nedeniyle yapılan altın yardımı yapıldığında sosyal güvenlik primi kesilmeyecekken, işyerinde 10 yılını tamamlamış çalışana yapılan altın yardımından sosyal güvenlik primi kesilmesi gerekecektir. Ek olarak, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 61. maddesinde “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.” hükmü yer almakta ve ücret tanımlaması yapılmaktadır. Örneğin, işçiye kıdem süresi nedeniyle yapılan altın yardımı sosyal güvenlik primi, gelir vergisi ve damga vergisi kesintilerine tabi olacaktır. Sonuç olarak, çalışanlara verilen altın yardımlarının tek bir çerçeveden değerlendirilmesi mümkün değildir. Yardımın sebebi, zamanı ve işyeri uygulamaları, yapılacak kesintilerin belirlenmesinde doğrudan etkili olmaktadır. Dolayısıyla işverenlerin, bu tür ödemeleri yaparken hem Sosyal Güvenlik Kurumu hem de vergi mevzuatını dikkate almaları ve bordrolara doğru şekilde yansıtmaları büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda mevzuata uygun uygulamaların hayata geçirilmesi olası idari para cezaları ve hukuki sorunların önüne geçecektir. Altın yardımları sadece sembolik bir ödüllendirme yöntemi değil, aynı zamanda hukuki ve mali açıdan dikkatle yönetilmesi gereken bir uygulamadır. Kaynak:Resul Kurt / Ekonomim.com |