Danıştay’dan Şok Eden Özel İletişim Vergisi Kararı!

Emlak vergisi, damga vergisi ve harçlarda yapılan son artışlar biz dahil hemen herkesi şaşırttı. Sadece 13 büyükşehirde basit usul kapsamı dışında olan bazı mükelleflerin, diğer 17 büyükşehirde de 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren basit usul kapsamından çıkarılarak gerçek usulde vergilendirilmesine yönelik 10380 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’yla yapılan düzenleme kamuoyunda ciddi destek buldu. Taksi ve dolmuş işletmelerinin basit usul kapsamından çıkarılması olumlu bulunurken, berber ve kuaförlerin basit usul kapsamından çıkarılmaması tepkiyle karşılandı. Bundan sonraki süreçte neler olacağını hep birlikte bekleyip göreceğiz. Maliye tarafı tam olarak böyle!

Danıştay tarafı da Maliye’den çok farklı değil! Özellikle son dönemde bazı kritik konularda Danıştay tarafından verilen kararlar mükellefler aleyhine, Maliye lehine! Nitekim, Danıştay 3. Dairesi, geçtiğimiz Haziran ayında başta şirketler olmak üzere hemen herkesi şok eden bir karara imza attı! 

Karar ne ile ilgili?

Danıştay 3. Dairesi’nin herkesi şok eden kararı, özel iletişim vergisi ile ilgili! 

Danıştay 3. Dairesi, mevcut görüş ve yaklaşımını değiştirerek, özel iletişim vergisinin gider yazılamayacağına ilişkin herkesi şok eden bir karar verdi!

Nedir bu özel iletişim vergisi!

Özel iletişim vergisi, Gider Vergileri Kanunu’nda düzenlenmiş bir vergi (6802 sayılı Kanun, Mad. 39). Aslında, 1999 depremi sonrasında 4481 sayılı Kanun ile 31.12.2000 tarihine kadar uygulanmak üzere getirildi. Ancak, uygulama süresi ilk önce 2002, daha sonra ise 2003 yılı sonuna kadar uzatıldı. Daha sonrasında ise 5035 sayılı Kanunla Gider Vergileri Kanunu içinde kalıcı hale getirildi, 5228 sayılı Kanunla kapsamı daha da genişletildi!

Bu verginin mükellefi kim?

406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu uyarınca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuyla görev veya imtiyaz sözleşmesi imzalamak suretiyle veya 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu uyarınca bu Kuruma bildirim yapılması veya bu Kurumca kullanım hakkı verilmesi yoluyla yetkilendirilen veya yetkilendirilmiş sayılan işletmeciler bu verginin mükellefi (6802 sayılı Kanun, Mad.39). 

Hangi hizmetler verginin kapsamına giriyor, verginin oranı ne?

İlgili düzenlemeye göre,

  1. a) Her nevi mobil elektronik haberleşme işletmeciliği kapsamındaki (ön ödemeli hatlara yüklemeler için yapılan satışlar dâhil) tesis, devir, nakil ve haberleşme hizmetleri, 

  2. b) Radyo ve televizyon yayınlarının uydu platformu ve kablo ortamından iletilmesine ilişkin hizmetleri,

  3. c) Kablolu, kablosuz ve mobil internet servis sağlayıcılığı hizmeti,

  4. d)(a), (b) ve (c) bentleri kapsamına girmeyen diğer elektronik haberleşme hizmetleri 

yüzde 10 oranında özel iletişim vergisine tâbi bulunuyor.

Şirketler bu vergiye en çok hangi durumda muhatap oluyorlar?

Şirketler cep telefonu veya internet abonelikleri nedeniyle bu vergiye muhatap oluyorlar. Bu hizmetleri sunan telekomünikasyon şirketleri tarafından düzenlenen faturalarda özel iletişim vergisi de ayrıca gösteriliyor.

Şirketlerin özel iletişim vergisinde yaşadıkları sorun ne?

Şirketlerin özel iletişim vergisi konusunda yaşadığı en önemli sorun, cep telefonu veya internet abonelikleri nedeniyle ödenen özel iletişim vergisinin, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı ile ilgili!

Peki, bu sorunla ilgili yasal bir düzenleme yok mu?

Olmaz olur mu, tabi var!

Söz konusu düzenleme Gider Vergileri Kanunu’nun 39. Maddesinde yer alıyor. İlgili düzenleme aynen şu şekilde:

“Bu vergi, katma değer vergisi matrahına dahil edilmez, gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider kaydedilmez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez.”

Düzenleme son derece açık ancak, bu konudaki görüş ve uygulamalar farklı. Özellikle Maliye ve Danıştay’ın süreç içerisinde sıkça görüş değiştirmeleri de, bu sorunu derinleştiriyor!

Maliye’nin bu konudaki görüşü nasıl?

Maliye’nin süreç içerisinde bu konuda iki farklı görüş ve uygulaması söz konusu:

İlk görüşü ve uygulaması: Maliye’nin bu konudaki ilk görüşü; Kanunun 39. Maddesinde yer alan söz konusu düzenlemenin muhatabının telekomünikasyon hizmeti veren işletmeler olduğu, dolayısıyla bu verginin gider olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin hükmün muhatabının telekomünikasyon hizmeti veren işletmeler olduğu, diğer işletmelerin özel iletişim vergisini gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alabilecekleri şeklinde! (GİB’in 02.08.2005 tarih ve 037965 sayılı özelgesi)

Son görüşü ve uygulaması: Maliye, yayınladığı 14.10.2005 tarihli ve 19 Sıra No.lu Kurumlar Vergisi Sirküleri’nde;

1) Ruhsat veya genel izin almak suretiyle telekomünikasyon altyapısı kurup işleten veya telekomünikasyon hizmeti sunan ve özel iletişim vergisinin mükellefi olan işletmecilerin fatura üzerinde gösterip tahsil ettikleri ve beyan ederek ödedikleri özel iletişim vergileri ile bu hizmetlerle ilgili olarak kendi adlarına düzenlenen faturalarda yer alan özel iletişim vergilerini, gelir veya kurumlar vergisi uygulamasında matrahın tespitinde gider olarak dikkate almalarının mümkün bulunmadığını, 

2) özel iletişim vergisinin mükellefi olmayan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, adlarına düzenlenen faturalarda yer alan özel iletişim vergisini, Kanunun “Bu vergi, … gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider kaydedilemez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez.” hükmü gereğince vergi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alamayacakları gibi; hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden mahsup etmelerinin de mümkün olmadığını

açıklamış bulunuyor.

Maliye, bu Sirkülerin yayınlandığı tarihten itibaren uygulamayı bu görüş doğrultusunda yönlendiriyor.

Peki, Danıştay’ın bu konudaki Kararları nasıl?

Danıştay’ın konu ile ilgili ilk kararları, Maliye’nin son görüşü doğrultusunda (Danıştay VDDK’nın 27.3.2013 tarihli ve E. 2011/553 K. 2013/112 sayılı kararı, Danıştay 4. Dairesi’nin 14.10.2008 tarihli ve E.2007/5979, K.2008/3576, 24.5.2013 tarihli ve E. 2010/8102, K. 2013/3710 sayılı kararları).

Daha sonra, Danıştay 3. Dairesi tam aksi yönde bir karar vererek, Gider Vergileri Kanunu'nun 39. maddesinin 6. fıkrasının muhatabının telekomünikasyon altyapısı kurup işleten veya telekomünikasyon hizmeti sunan işletmeler olduğu, bu nedenle özel iletişim vergisi mükellefleri tarafından verilen telekomünikasyon hizmeti nedeniyle şirketler adına düzenlenen faturalarda yer alan hizmet bedeli üzerinden hesaplanan özel iletişim vergisinin kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması gerektiğine hükmetti (Danıştay 3. Dairesi’nin  22.10.2020 tarihli ve E. 2019/7253 K. 2020/4086 sayılı, aynı tarihli ve E. 2020/211 K. 2020/4088 sayılı Kararları).

Şirketlerin büyük bir kısmı, bu kararlara dayanarak, telekomünikasyon şirketleri tarafından adlarına düzenlenen faturalarda yer alan hizmet bedeli üzerinden hesaplanan özel iletişim vergisini kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate aldılar.

SON DURUM: DANIŞTAY 3. DAİRESİ GÖRÜŞ DEĞİŞTİRDİ, ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİ GİDER YAZILAMAZ!

Şaşırmayın, tam olarak böyle oldu!

Danıştay 3. Dairesi son olarak verdiği bir kararında,

“Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının 6. bendine göre gider vergileri işletme ile ilgili olmak şartıyla safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmekle birlikte, 6802 sayılı Kanunun gider vergileri uygulaması açısından özel hüküm niteliğindeki 39. maddesinin özel iletişim vergisinin gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider olarak kaydedilemeyeceği hükmü ile bu genel kurala istisna getirilmiştir.

Öte yandan, özel iletişim vergisinin mükellefleri 6802 sayılı Kanunda sayılan işletmeciler olarak belirtilmiş ise de, bu işletmeciler sadece vergi tahsil ederek vergi dairesine yatırmakla yükümlü tutularak vergi yükünün hizmetten yararlananlar üzerinde kalması amaçlanmış ve özel iletişim vergisinin gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider olarak kaydedilemeyeceği kuralıyla ilgili olarak herhangi bir istisna da öngörülmemiştir.

Bu durumda, özel iletişim vergisinin bu verginin mükellefi olunup bulunmadığına bakılmaksızın gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.”

şeklinde açıklama yaparak, önceki kararlarında yer alan görüşünden vazgeçti (Danıştay 3. Dairesi’nin 12.06.2025 tarihli ve E.2024/2901, K.2025/2783 sayılı Kararı). Yani, Danıştay 3. Dairesi de, Maliye’nin şu anki görüş ve uygulamasına döndü!

Herkes şok oldu!

Danıştay 3. Dairesi’nin bu Kararı, özel iletişim vergisi ödeyip gider yazan şirketlerde şok etkisi yarattı! Bu konuda şu an hemen herkesin kafası karıştı.

Vergi sistemimiz KKEG’ye dayalı olmaya başladı!

Son dönemde yapılan düzenlemeler ve Maliye’nin görüşleri çerçevesinde Kanunen Kabul Edilmeyen Giderlerin (KKEG) sayısı giderek artmaya başladı. Neredeyse indirilecek giderden daha çok KKEG olmaya başladı. Vergi bazı şirketlerde kazançtan çok KKEG’ler üzerinden alınıyor! Bu doğru değil.

Artık normal vergiciliğe dönme zamanı geldi!

Ne dersiniz?


Kaynak:Abdullah Tolu / Ekonomim.com