Stok Affı KDV İadesinde Verilen Son İki Karar Maliye‘yi Üzdü!

Hatırlayacağınız üzere, stok affı kaynaklı KDV iadesinde Maliye’nin iki birimi arasındaki görüş ayrılığı önce vergi incelemesine, sonra da yapılan cezalı tarhiyatlar üzerine yüzlerce mükellef tarafından dava açılarak yargıya taşınmıştı!

Gazetemizde 15 Eylül 2025 tarihinde “Vergi Kurdu” köşemizde yayınlanan “Stok Affı KDV İadesinde İlk Karar Maliye Lehine” başlıklı köşe yazımızda, açılan bu davalarla ilgili olarak gelen ilk mahkeme kararının mükellefler aleyhine, Maliye lehine olduğunu belirtmiştim!

Maalesef Maliye’nin sevinci kısa sürdü. Çünkü, son gelen 2 yeni tarihli karar, mükellefler lehine, Maliye aleyhine!

Konu tam olarak ne ile ilgili?

Konu, 7440 sayılı Af Kanunu’nda yer alan emtia stok beyanı düzenlemesi kapsamında beyan edilen emtialar nedeniyle ödenen ve indirilecek KDV hesabına alınan KDV’lerin, iade edilecek KDV’nin hesabında dikkate alınıp alınamayacağı ile ilgili.

Bu konudaki yasal düzenleme nasıldı?

Emtia stok beyanı ile ilgili düzenleme 7440 sayılı Kanunun 6/1-c maddesinde yer alıyor.

Söz konusu düzenlemede, beyan edilen emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu oranların yarısı esas alınarak KDV hesaplanacağı ve ayrı bir beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme süresi içinde ödeneceği, emtia üzerinden ödenen verginin genel esaslara göre indirileceği, ancak iadeye konu edilmeyeceği belirtilmiş bulunuyor.

Konu ile ilgili olarak yayınlanan 1 No.lu Tebliğde de, Beyan edilen emtiaya ait hesaplanarak ödenen KDV, 1 No.lu KDV Beyannamesinde genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılabilecek ancak iade konusu yapılamayacaktır.” şeklinde açıklama yer alıyor (1 Seri No.lu 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği).

Maliye’nin iki birimi arasında görüş ayrılığı oluştu!

Emtia stok beyanı kaynaklı KDV iadesinde Maliye’nin iki birimi arasında ciddi görüş ayrılığı oluştu! Hemen belirtelim, bu iki birim, Gelir İdaresi Başkanlığı ve Vergi Denetim Kurulu!

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın bu konudaki görüşü nasıl?

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın emtia stok beyanı kaynaklı KDV iadesiyle ilgili görüşü şu şekilde:

“Emtia stok beyanı nedeniyle ödenen KDV’ler, doğrudan yüklenim olarak iade hesabında dikkate alınamaz. Örneğin, ihracat istisnası, indirimli KDV oranına tabi teslimler gibi doğrudan yüklenim KDV’lerin iade edildiği iade işlemlerinde, emtia stok beyanı nedeniyle ödenen KDV’ler iade edilecek KDV’nin hesabında dikkate alınamaz ve iadesi talep edilemez. Ancak, doğrudan yüklenim KDV’lerin iadesinin yapılmadığı ihraç kayıtlı teslimler, kısmi tevkifat kapsamındaki işlemler ve ı̇malatçı-ı̇hracatçılara tanınan yüzde 10 götürü KDV ı̇adesı̇nde ise, iade hesabı yapılırken emtia stok beyanı nedeniyle ödenen KDV’ler indirilecek KDV tutarından düşülemez.” (Defterdarlıklara gönderilen yazıların birkaçının özetini Gazetemizde 15 Eylül 2025 tarihinde yayınlanan “Stok affı KDV iadesinde ilk karar Maliye lehine!” başlıklı köşe yazımızda bulabilirsiniz).

Vergi Denetim Kurulu KDV iadesi yapılamayacağı görüşünde!

Vergi Denetim Kurulu’nun bu konudaki görüşü ise; beyan edilen emtiaya ait hesaplanarak ödenen KDV’nin indirim konusu yapılabileceği ancak hiçbir şekilde iade konusu yapılamayacağı, 7440 sayılı Kanunun 6. maddesinin lafzında yer alan "iadeye konu edilmez" hükmünün yalnızca doğrudan yüklenim kaynaklı iadelerle sınırlı olmadığı, Kanun maddesinden, ödenerek ilgili dönemde indirilen ve devreden KDV yoluyla sonraki dönemlere devreden KDV'nin de iade hesabında dikkate alınamayacağının anlaşılması gerektiği, bu kapsamda iade edilecek KDV tutarının devreden KDV ile kıyas yoluyla tespit edildiği durumlarda, iade edilecek tutar hesaplanırken, indirilecek KDV veya devreden KDV içerisinde yer alan ve emtia stok beyanı kaynaklı indirim hariç tutarın dikkate alınması, yani iade edilebilir KDV tutarının emtia stok beyanı üzerinden ödenen KDV dikkate alınmadan hesaplanması ve emtia stok beyanına isabet eden KDV'nin indirim hakkı bulunduğundan sadece devreden KDV tutarı içerisinde yer alması gerektiği şeklinde! Ki, yapılan tüm incelemeler bu görüş çerçevesinde yapıldı.

Görüş farklılığı mükellefleri mağdur etti!

Vergi Denetim Kurulu ve Gelir İdaresi Başkanlığı arasındaki görüş ve yorum farklılığı, emtia stok beyanında bulunan mükelleflerden KDV iadesi alanları ciddi şekilde mağdur etti, Vergi Denetim Kurulu, bu kapsamda KDV iadesi alan mükellefleri vergi incelemesine sevk etti, incelemeler sonucunda ise, stok beyanından yararlanıp KDV iadesi alan mükelleflere ciddi tutarlarda cezalı KDV tarhiyatları yapıldı. Cezalı KDV tarhiyatı yapılan mükellefler ise, olayı yargıya taşıdı!

Gelen ilk karar Maliye lehineydi!

Gazetemizde 15 Eylül 2025 tarihinde yayınlanan “Stok affı KDV iadesinde ilk karar Maliye lehine!” başlıklı köşe yazımda, bu konuda açılan davalarla ilgili olarak verilen ilk kararın mükellefler aleyhine, Maliye lehine olduğunu belirtmiştim (İzmir 4. Vergi Mahkemesi’nin 30.06.2025 tarihli ve E.2025/507, K.2025/739 sayılı Kararı).

Müjde: Gelen son iki yeni karar mükellefler lehine, Maliye aleyhine!

Açılan davalarda verilen ilk kararın mükellef aleyhine, Maliye lehine olması, hemen herkesi oldukça şaşırtmış, mutsuz etmişti! Neyse ki, bu karar sonrasında verilen iki yeni tarihli karar mükellefleri rahatlatıp umutlarını artırırken, Maliye’yi oldukça üzdü!

Mükellefler lehine verilen iki karardaki ortak gerekçe ne?

Mükellefler lehine verilen iki karardaki ortak gerekçe, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın görüşü ile aynı paralelde! Yani, Vergi Denetim Kurulu’nun “iade edilecek KDV tutarının devreden KDV ile kıyas yoluyla tespit edildiği durumlarda, iade edilecek tutar hesaplanırken, indirilecek KDV veya devreden KDV içerisinde yer alan emtia stok beyanından kaynaklı indirim KDV hariç tutarın dikkate alınması” şeklindeki görüşü kabul görmedi!

Karar gerekçesi önemli olduğundan, özeti ayrıntılı olarak aşağıda yer alıyor:

“İnceleme elemanının, stok affı nedeniyle ödenen KDV’nin, davacı şirketin tevkifat uygulamasından kaynaklanan iade talebinin hesabında dikkate alınamayacağı yönündeki yorumunda hukuka aykırılık görülmemekle birlikte; maddenin bu şekilde yorumlanması halinde, hükmün nasıl tatbik edileceği özellik göstermektedir. Zira, bu halde, mükellefin toplam indirilecek KDV’si içerisinde, yalnızca indirime konu edilebilecek stok affı nedeniyle ödenen KDV ve hem indirime hem de iadeye konu edilebilecek stok affı hariç KDV’si olmak üzere ayrıştırılması gereken farklı kurallara tabi iki KDV tutarı bulunmaktadır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, mevzuatımızda indirilecek KDV’nin kaynağına göre hangi sırayla indirileceğine yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. İnceleme elemanınca, bahse konu problem, yalnızca iade tutarın hesaplanabilmesine esas teşkil etmek üzere, stok affına ilişkin KDV’den arındırılmış indirilecek KDV tutarları dikkate alınarak ayrı bir tablo oluşturulmak suretiyle çözümlenmiştir. İnceleme elemanınca getirilen çözümün, ilk bakışta stok affına ilişkin KDV’nin iadeye konu edilmeyeceğine yönelik kurala uygun olduğu söylenebilirse de; söz konusu çözüm, esas itibarıyla indirilecek KDV’ye kaynağına göre kendi içinde bir öncelik sıralaması getirmekte ve indirim sırasında stok affı hariç KDV’ye öncelik vermektedir. Bu çözümde, stok affına ilişkin KDV’nin indirilebilmesi, stok affı hariç KDV’nin ilgili dönemde tamamen indirim yoluyla giderilerek iade edilmesi gereken bir verginin çıkmaması ve bu indirimler sonrasında arta kalan bir hesaplanan KDV’nin bulunmasına bağlıdır. Belirtilen durum ise, faaliyeti tevkifata tabi işlemlerden ibaret olan mükellefler bakımından sakıncalı sonuçlara yol açabilecek niteliktedir. Zira, tevkifata tabi işlemlerle iştigal eden mükellefler alışları sırasında hesaplanması gereken verginin tamamını öderken, satışları sırasında kısmi vergi tahsilatı yapmakta veya hiç tahsilat yapmamaktadır. Dolayısıyla, tevkifata tabi işlerle uğraşan mükellefler, normal faaliyetleri nedeniyle alışları sırasında ödedikleri KDV’leri indirememekte, her ay iade almak durumunda kalmaktadır. Bu haliyle, inceleme elemanınca getirilen çözüm benimsendiğinde, bu mükellefler her ay iade almak durumunda olduğundan, stok affı nedeniyle ödedikleri KDV’leri uzun yıllar devreden KDV olarak kalacaktır. Bir başka deyişle, 7440 sayılı Kanun'un 6. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "emtia üzerinden ödenen verginin genel esaslara göre indirileceği ancak iadeye konu edilmeyeceği" cümlesinin iadeye ilişkin ikinci kısmı tatbik edilmek istenilirken, cümlenin ilk kısmında mükelleflere tanınan indirim hakkı fiili olarak feda edilmiş olacaktır.

Buna göre, hangi KDV’nin  öncelikle indirileceğine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, stok affına ilişkin düzenlemenin istisnai bir durum olması sebebiyle indirim sırasında yarattığı sonuçların bir an evvel ortadan kaldırılmasının hem vergi idaresi hem de mükellefin lehine olduğu, stok affı nedeniyle ödenen KDV’nin iadeye konu edilmemesi sağlanırken, mükelleflere tanınan indirim imkanını ortadan kaldıracak bir yöntemin benimsenmesine olanak bulunmadığı ve stok affı nedeniyle ödenen KDV’nin yalnızca indirime konu edilmesinin mümkün olduğu dikkate alındığında, mükellefin hesaplanan KDV’sinden öncelikle stok affına ilişkin KDV’nin indirildiğinin varsayılmasının, değinilen endişelerin giderilmesinde ve düzenlemenin amacına daha uygun bir yöntem olduğu sonucuna varılmıştır.

Olayda, stok affına ilişkin KDV olan 9.010.548,30 TL'nin 2023/7 döneminde beyan edildiği, mükellefin söz konusu dönemde toplam hesaplanan KDV’nin ise 12.695.219,66 TL olduğu, stok affına ilişkin KDV’nin söz konusu dönemde öncelikle indirildiği varsayıldığında, söz konusu KDV’nin tamamının 2023/7 döneminde indirim yoluyla giderildiği, bir başka deyişle iadeye konu edilmediği görülmektedir. Bu durumda, stok affına ilişkin KDV iadeye konu edilmediğinden, haksız iade alındığından da bahsedilemeyeceğinden, dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık görülmemiştir.” (Ordu Vergi Mahkemesi’nin 10.07.2025 tarihli ve E.2025/66, K.2025/231 sayılı Kararı, İstanbul 6. Vergi Mahkemesi’nin 18.07.2025 tarihli ve E.2025/698, K.2025/1448 sayılı Kararı).

Kararlardaki gerekçe KDV iade sisteminin mantığına uygun!

KDV iadesindeki mantık, hesaplanan KDV’den öncelikli iade hakkı doğurmayan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV’nin indirilmesi, kalan indirim KDV tutarı ile iade hakkı doğuran işlem nedeniyle yüklenilen KDV’nin karşılaştırılarak, küçük olanın iade edilmesi şeklinde! Aksine bir mantık, KDV iadesini ortadan kaldırır. Nitekim, KDV iadeleri yıllardır bu mantık çerçevesinde hesaplanıyor ve yapılıyor.

Söz konusu iki karardaki, “stok affı kaynaklı KDV iadelerinde, hesaplanan KDV’den öncelikle stok affına ait KDV’nin indirileceğine ve iade edilecek verginin kalan indirilecek KDV tutarına göre karşılaştırma yapılarak belirlenmesine” ilişkin varsayım ve gerekçe hem KDV iade sisteminin mantığına hem de kişisel görüşümüze uygun!

Gazetemizde 15 Eylül 2025 tarihinde yayınlanan “Stok affı KDV iadesinde ilk karar Maliye lehine!” başlıklı köşe yazımda da, mükellef aleyhine Maliye lehine verilen ilk Mahkeme kararının gerekçesi ve sonucu itibariyle yerinde olmadığını ve karara katılmadığımı özellikle belirtmiştim.

Açılan davalarla ilgili gelişmeleri buradan duyurmaya devam edeceğiz!


Kaynak:Abdullah Tolu / Ekonomim.com