Yönetim Kurulu Üyeleri Neden Tedirgin? Ne Yapmalı?

Değerli okurlar, öteden beri şirket yönetim kurulu üye­leri şirketin dahil olduğu bir suç­tan dolayı yargılanmaktan korkar. Geçmişte batan bankaların yöne­tim kurulu üyelerinin yaşadıkla­rı gibi şimdilerde şirketlere kay­yım atanması, el konması, vergi incelemeleri, kara para inceleme­leri, ceza davaları, ardı ardına ge­len kurgan, izaha davet, inceleme yazıları yönetim kurulu üyelerini haklı olarak ürkütüyor.

Şirketler YK üyesi bulmakta zorlanıyor, olanlar devam etmek istemiyor veya genel bir tedirgin­lik var. Şirketlerin ortakları da her şeyine hâkim olamadıkları, birçok uzman, üst düzey, yüksek maaşlı çalışanın olduğu yapılar­da, başkalarının hataları nedeniy­le sorumlu tutulmak istemiyorlar.

Yönetim kurulu üyelerinin kapısı ne zaman çalınabilir?

1 İş kazaları,

2 Sahte belge kullanma veya dü­zenleme, kara paranın aklan­ması iddiaları,

3 İthalat veya ihracat nedeniyle kaçakçılık iddiaları,

4 Şirketin vergi ve sigorta borç­ları şirketçe ödenemiyorsa,

5 Şirket alacaklıları alacakları­nı şirketten tahsil edememişse (kötü yönetim, mal kaçırma, yan­lış bilgi verme vb. gerekçelerle),

6 Şirket ortaklarının yönetim kurulu üyelerine dönük yol­suzluk iddiaları nedeniyle,

7 Şirket araçlarının karıştığı ka­zalar nedeniyle çalışanlar ve­ya başkalarının zarar gördüğü du­rumlarda,

8 Şirketin binalarında, üretim yerlerinde oluşan, şirket çalı­şanlarına, başkalarına ve çevreye verilen zararlar,

9 Deprem, yangın, sel vb. du­rumlarda oluşan can, mal ka­yıplarına sebebiyet verilmesi,

…ilk etapta akla gelenler.

Ne yapılabilir?

Türk Ticaret Kanunu’nun 365. maddesinde; “Anonim şirket, yö­netim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Kanundaki istis­nai hükümler saklıdır.” denilmiş­tir. TTK’nin 375. Maddesinde yö­netim kurulunun devredilemez görev ve yetkileri düzenlenmiş­tir. Yönetim kurulu, TTK’nın 375. maddesinde yer alan devredile­mez yetki ve görevleri dışında ka­lan görev ve yetkilerini devrede­bilir. TTK’nın 367. maddesinde yönetimin devrine ve 370. mad­desinde temsil yetkisinin devrine ilişkin düzenlemeler mevcuttur. TTK 365/1 ve 367/2 maddelerine göre, eğer 367/1 maddesindeki ku­rallara uygun bir devir söz konusu değil ise, şirketi yönetmek görevi yönetim kuruluna aittir.

Yönetimin devri

Yönetimin devrine ilişkin olan TTK’nın 367. maddesi, devrin koşulla­rını düzenlemiştir. Söz konusu maddeye göre, yönetimin devredilebil­mesi için; esas sözleş­mede hüküm olması ve yönetim tarafından bir iç yöner­genin düzenlenmiş olması koşul­larının varlığı aranmaktadır.

Temsil yetkisinin devri

TTK 370/2 maddesine göre ise, yönetim kurulu, şirketi temsil yetkisini, murahhas yönetim ku­rulu üye ya da üyelerine devrede­bileceği gibi müdür olarak üçüncü kişilere de devredebilir.

Devredilemeyecek görev ve yetkiler

Buna karşılık TTK’nin 375. Maddesinde yönetim kurulunun devredilemez görev ve yetkileri düzenlenmiştir.

“Devredilemez görev ve yetkiler

MADDE 375- (1) Yönetim ku­rulunun devredilemez ve vazgeçi­lemez görev ve yetkileri şunlardır:

a) Şirketin üst düzeyde yöneti­mi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi.

b) Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi.

c) Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerek­tirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması.

d) Müdürlerin ve aynı işleve sa­hip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve gö­revden alınmaları.

e) Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas sözleş­meye, iç yönergelere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmedikleri­nin üst gözetimi.

f) Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık fa­aliyet raporunun ve kurumsal yö­netim açıklamasının düzenlen­mesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazır­lanması ve genel kurul kararları­nın yürütülmesi.

g) Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirim­de bulunulması.”

şeklinde düzenlenmiştir.

Makul özen sorumluluğu

TTK 557. maddesi hükmüne göre, yönetim kurulunun devret­tiği görev ve yetkilerden ötürü sorumlu tutulması için, devredi­len kişinin seçiminde makul öze­nin gösterilmemiş olması gerek­mektedir. Bu görev ve yetki devri, TTK’ya uygun olarak gerçekleş­tirilmiş ise, yönetim kurulunun öncelikle sorumluluğu, görevli­nin seçiminde gösterilen özenle sınırlı hale gelir.

Aynı düşünce ile hareket eder­sek, yasaya uygun olarak görev ve yetki devredilmiş kişi kanu­ni temsilci olacağından ötürü, bu yöndeki sorumluluk da yönetim kurulu yerine kanuni temsilciye geçmiş olacaktır.

Nasıl yapmalı?

Sonuç olarak, bu konuda avu­katlarınızla şirket esas sözleş­mesi, varsa mevcut yönergeler (yoksa yapılmalı), imza yetki­leri incelenmek suretiyle yetki, görev ve sorumlulukların belir­lenmesi, yazılı, belirgin, belki fi­ili duruma uygun hale getirilme­si veya yetki, görev devri ile ilgili değişiklikler için bir çalışma ya­pılması, şahsi mesuliyet sigor­tası konusunda araştırma yapıl­ması yararlı olacaktır.


Kaynak:Zeki Gündüz / Dünya Gazetesi