Fazla Çalışmanın İspatına İlişkin Temel İlkeler
(29.04.2024)
Fazla mesai ücretlerinin hesabında, İş Kanunu’nda yeterli bir açıklık olmadığı için uygulamada Yargıtay kararları yol...

Fazla mesai ücretlerinin hesabında, İş Kanunu’nda yeterli bir açıklık olmadığı için uygulamada Yargıtay kararları yol gösterici oluyor. Yargıtay’ın iki hukuk dairesi, fazla çalışma iddiasının ispatı ve hesaplanmasına ilişkin kararlarıyla bütün ilkelere açıklık getirdi. Özellikle maaş bordrolarındaki kriterler, uygulamada hem işçilere hem işverenlere ışık tutacak.

4857 sayılı İş Kanunu’nun ‘Fazla Çalışma Ücreti’ başlıklı 41. maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. 63’üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşuluyla bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz. Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde 50 yükseltilmesi suretiyle ödenir. 

Bu hükümler, fazla çalışma uygulamasının yasal dayanağını teşkil eder.

İşçi ve işveren arasında fazla çalışma alacağına ilişkin ihtilafların çözümünde mahkeme kararlarına yön veren hususların başında, ücret ödeme bordrolarında işçinin imzasının bulunup bulunmadığı geliyor. Yüksek yargıya intikal eden bir dosyada, imza kriterine ilişkin Yargıtay kararının bilgileri şu şekilde:

Konu: Fazla çalışma ücreti

Kararı veren daire başkanlığı: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 

Karar bilgileri: 2023/18903 E., 2023/18812 K.

DAVA VE İDDİALAR

Davacı vekili dava dilekçesinde; özetle müvekkilinin davalı şirkette makam şoförü olarak çalıştığını, ihtarname ile fazla çalışma ücretini talep etmesi üzerine işten çıkarıldığını, çalışmalarını haftanın 7 günü boyunca her gün fazladan çalışma yaparak sürdürdüğünü iddia ederek, fazla çalışma ücreti ile diğer işçilik alacak ve tazminatlarını talep etti. Muhakeme sürecinde fazla çalışma ücretinin hesabında özelikle maaş bordrolarına ilişkin dikkate alınan kriterler, uygulamada hem işçi hem işverenlere ışık tutacağından dikkat çekici bulunarak karar bu yönüyle değerlendirildi.

BORDRO, KESİN DELİL

Fazla mesai ücretlerinin hesabında İş Kanunu’nda yeterli bir açıklık olmadığından uygulamada Yargıtay kararları yol gösterici oluyor. Buna göre inceleme konusu Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin kararında; Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 19 Haziran 2019 tarihli ve 2016/15593 Esas, 2019/13450 Karar sayılı kararında fazla çalışmanın ispatına yönelik ilkelere yer verildi. Bu ilkeler: “…Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro, sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, kural olarak bordro hilesi taşımadığı sürece işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yapıldığının yazılı delillerle kanıtlanması gerekir. Ancak işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Keza bordro hilesi bulunmadığı ve bordro ile fazla mesai ücreti ödenmiş ve ihtirazı kayıt konmamış ise tanık beyanlarına dayalı fazla çalışma tespitinde ödenen ayların dışlanması, aksi halde ise ödenenlerin mahsup edilmesi gerekir. Başka bir anlatımla, işverence işçilerin fazla çalışma ücreti talep etmesine engel olacak şekilde sembolik fazla çalışma tahakkukları yapılırsa bu aylar fazla çalışma hesabından dışlanmaz. Ancak yapılan fazla çalışma ödemeleri tespit edilen fazla çalışma ücreti alacağından mahsup edilir.”

HEM İŞVERENİN HEM İŞÇİNİN LEHİNE

İnceleme konusu bu Yargıtay kararında, fazla çalışma iddiasının ispatı ve hesaplanması esaslarına ilişkin her iki hukuk dairesi kararlarıyla bütün ilkelere açıklık getirildi. Günümüzde hızla dijitalleşen insan kaynakları ve muhasebe uygulamalarında bu ilkelerin göz önünde bulundurulması hem işçilerin hem de işverenlerin lehine olacak. Keza Yargıtay kararlarında ücret bordrolarının imzalı ve imzasız oluşuna göre bir ayrım yapılıyor. Çalışanların imzasını taşıyan ücret ödeme bordrolarında işçinin çekincesine ilişkin bir şerhin yer almaması ya da sahteliği ispat edilmemişse kesin delil niteliğinde ele alınıyor. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının işçiye ödendiği kabul ediliyor. Bu nedenle çalışanların bordroları imzalamadan önce fazla mesai ücretinin gerçeğe uygun olarak hesaplanıp hesaplanmadığını kontrol ederek imzalamaları lehlerine uygun olacak. İşverenlerin de gerçeğe uygun olarak fazla mesai ücretlerini bordrolara yansıtarak çalışanlarının imzalarını almaları lehlerine olacak. 

BORDRODAKİ ÜCRET GERÇEK Mİ?

İnceleme konusu 9. Hukuk Dairesi’nin 23 Ocak 2023 tarihli ve 2023/121 Esas, 2023/1189 Karar sayılı ilâmının fazla çalışmanın ispatına ilişkin; “...Ücret bordrosundaki ücretin, davacının gerçek ücret miktarını yansıtmadığının anlaşılması hâlinde, bordroların imzalı ve imzasız oluşuna göre bir ayrım yapılması gerekir. 

Bu hâlde imzalı bordroda yer alan fazla çalışma saati davacıyı bağlayacağından, davacı bordrodaki süreden daha fazla süre ile çalıştığını ancak yazılı bir delil ile ispat edebilir. Davacının imzalı bordrodaki süreden daha fazla çalıştığını yazılı delil ile ispat etmesi hâlinde, bordroda ödendiği belirtilen fazla çalışma ücreti, davacının gerçek ücreti üzerinden hesaplanan alacaklardan mahsup edilir. İmzalı bordrodaki fazla çalışma süresinden daha fazla çalışma yapıldığının yazılı kayıtlar ile ispat edilememesi durumunda, bordrodaki fazla çalışma saati ile bağlı kalınarak değerlendirme yapılır. Yani bordrodaki fazla çalışma süresinin işçinin gerçek fazla çalışma süresini yansıttığı, ancak karşılığı olan ücretin gerçek fazla çalışma ücretini yansıtmadığı kabul edilir. Davacının bordrodaki fazla çalışma süresinin karşılığı olan fazla çalışma ücreti, gerçek ücret miktarı üzerinden yeniden hesaplanır. Bu halde de bordrodaki tahakkuk miktarı hesaplanan alacaktan mahsup edilir.” kısmına yer verilerek sonuca gidildi. 



Kaynak: İsa Karakaş / İstanbul Ticaret Gazetesi