Vergi Ziyaı Suçu ve Cezası Nedir?
(22.05.2023)
Vergi Usul Kanununda belirlenen kurallara göre iş ve işlemlerini yapma mecburiyeti olan mükelleflerin bu kurallara...

Vergi Usul Kanununda belirlenen kurallara göre iş ve işlemlerini yapma mecburiyeti olan mükelleflerin bu kurallara uymamaları cezalı durumlarla karşı karşıya kalmalarına sebep olmaktadır. Bunların başında naylon fatura düzenlemek, kullanmak gelmektedir. Bu fiiller hem vergi cezalarıyla mükelleflerin karşı karşıya kalmalarını hem de ceza kanunlarımız açısından cezalarla karşılaşmalarına sebep olmaktadır.

Sahte Belge Kullanma ve Düzenlemenin Suçu

Ceza hukukunda evrakta sahtecilik suçları genel olarak

  1. Özel belgede sahtecilik (Türk Ceza Kanunu md. 207) ve
  2. Resmi belgede sahtecilik suçu (Türk Ceza Kanunu md.204) olmak üzere iki çeşittir.

Vergi suçları arasında Vergi Usul Kanunu md.359/b’de yer alan sahte belge düzenleme ve kullanma suçu, Türk Ceza Kanunun’daki genel evrakta sahtecilik suçlarının özel kanunda düzenlenmiş biçimidir. Vergi Usul Kanunu (Vergi Usul Kanunu) özel bir kanun niteliğinde olduğundan, belgede sahtecilik teşkil eden vergi suç ve cezaları açısından Türk Ceza Kanunu hükümleri değil, Vergi Usul Kanunu md.359/b hükümleri uygulanır.

Uygulamada çoğu zaman vergi suçlarının genel mahkemelerde yapılan yargılamalarında “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma suçu” (Vergi Usul Kanunu md.359/a-2) ile “sahte belge düzenleme veya kullanma suçu” (Vergi Usul Kanunu md.359/b) hükümleri birbirine karıştırılmaktadır.

İki suç arasındaki temel fark şudur;

  • Gerçek bir işlem veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgelere sahte belge
  • Gerçek bir işlem veya duruma dayanmakla birlikte bu işlem veya durumu nitelik veya miktar itibarıyla gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belgelere de muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge denilmektedir.

Vergi usul kanununun 359. maddesine göre işlem yapılması

Madde 359 – (Değişik: 23/1/2008-5728/276 md.)

  1. a) Vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan;

1) Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler,

2) Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, Hakkında on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, bu fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir. Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir.

Naylon fatura suçunun cezası ne kadar?

16.06.2009 tarihinden önce 6 aydan üç yıla kadar hapis cezası uygulanırken 16/6/2009 tarihli ve 5904 sayılı Kanunun 23’üncü maddesiyle; bu maddenin (a) fıkrasında yer alan “bir yıldan” ibaresi “on sekiz aydan” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir yani 16.06.2009 tarihinden sonra 18 aydan üç yıla kadar hapis cezası uygulanır.

Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme veya kullanmanın cezası 359/a-2 uyarınca “on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası”dır. Ancak, Vergi Usül Kanunu 359/b uyarınca, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Görüldüğü üzere, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyen veya kullananların cezası 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası iken, sahte belge düzenleyen veya kullananların cezası 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır. Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan matbaaların basabileceği belgeleri, Bakanlık ile anlaşması olmayanlara bastıranlar veya bu belgeleri bilerek kullananlar iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Cezanın ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Türk Ceza Kanunu ‘nın 45. ve 46. maddelerinde, hapis cezalarının para cezasına çevrilmesi ise 50. maddesinde düzenlenmiştir. Kaçakçılık suçundan dolayı verilen hapis cezalarının paraya çevrilmesi; kaçakçılık suçuna yol açan fillerden ―1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası gerektiren fiiller dolayısıyla verilen hapis cezasının 1 yıla kadar olması (1 yıl dâhil) durumunda ceza kısa cezalı hapis cezası kapsamına girdiği için paraya çevrilmesi veya hâkimin takdirine göre alternatif cezalardan birine çevrilmesi mümkündür. ―2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası gerektiren ve ―3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası gerektiren” fillerden doğan hapis cezalarının bir yılı aşmasından dolayı uzun süreli hapis cezası kapsamına girmektedir. Bu kapsamdaki hapis cezalarının paraya çevrilmesi veya alternatif cezalarla cezalandırılması mümkün değildir. Verilecek ceza iki yıl veya altı olursa mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın ertelenmesine hükmedebilir. Hükmün açıklanmasını geri bırakılması devletin zararının tazmini ile mümkün olacaktır.

Hapis Cezalarının Ertelenmesi ve Hükmün Açıklanmasını Erteleme Türk Ceza Kanunu’nun 51. maddesinde düzenlenmiştir. Ertelenebilecek hapis cezaları duruma göre değişmektedir. Normal şartlarda iki yıla kadar olan hapis cezaları ertelenebilir. Ancak suçlunun yaşına bakılarak 3 yıla kadar hapis cezaları da ertelenebilmektedir. 3 yıla kadar hapis cezalarında erteleme, 18 yaşından küçüklerle 65 yaşını bitirmiş olanlar içindir. Hapis cezası gerektiren vergi suçlarının ertelenmesi konusunda Türk Ceza Kanunu‘nun ertelemeye ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Cezanın ertelenmesi konusunda hâkimin takdir yetkisi vardır. Bu bağlamda yaşla sınırlı olmaksızın, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası gerektiren fiilinden dolayı 2 yıla kadar hapis cezası verilen kişilerin cezaları ertelenebilir. Bu bağlamda 1 yıldan 3 yıla kadar ve 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası gerektiren fiillerden dolayı 2 yıl ve altında hapis cezasına çarptırılan kişilerin hapis cezaları ertelenebilir. Ancak 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası gerektiren fiillerden dolayı hapis cezası alan kişiler için özel durum vardır. Eğer aldıkları ceza 3 yıl ise ve yaşları; 18‘in altında olan ve 65 yaşını bitirmiş iseler hapis cezaları ertelenebilir. Aksi takdirde ertelenemez. İştirak durumunda, mükellefin özel işlerini yapma durumunda ve vergi mahremiyetinin ihlali durumunda da aynı kural geçerlidir. 18 yaşının altında ve 65 yaşının üstünde olan kişiler için 3 yıl ve daha altındaki hapis (Vergi Cezaları Konusunda 5728 Sayılı Kanun’la Yapılan Düzenlemeler Ve Değerlendirilmesi Yrd. Doç. Dr. Ümit Süleyman Üstün, Yrd. Doç. Dr. Hilmi Ünsal) cezaları ertelenebilir. Bu yaş şartını taşımayanlar için ise 2 yıla kadar olan hapis cezaları ertelenebilir.

Yargı Kararları

Vergi kaçakçılığı suçu nedeniyle verilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.

dosyaya intikali, suça konu faturaları hangi tarihte, kimden ve hangi ilişkiye dayanılarak aldıkları hususunda ilgili kişi ve şirket yöneticilerinin dinlenmesi, ödeme belgeleri araştırılarak temini halinde şirketlerin defter ve belgeleri üzerinde karşılaştırılmalı inceleme yaptırılması suretiyle toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hukuka aykırı olup kararın bozulması gerekir (Yargıtay 21.CD – Karar: 2016/5093).

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 5271 Sayılı CMK’nın 231/6-c maddesi gereği sanık sadece somut maddi zararları karşılamak zorundadır. Defter ve belge ibraz etmemek suçunda (defterleri gizleme) somut bir maddi zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında, sanık hakkında zararın karşılanmaması gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 19.CD-Karar: 2015/8052).

Vergi Ziyaı Cezası

Vergi ziyaı vergi usul kanunumuzun 341 maddesinde, “mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder.
Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi zıyaı hükmündedir.

Yukarıda ki fıkralar da yazılı hallerde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya tamamlanması veyahut haksız iadenin geri alınması ceza uygulanmasına mani teşkil etmez.” tanımlaması ile anlatılmış,

Vergi ziyaı cezası ise karşılığını 344 maddede şu şekilde tanımlanmıştır. “341. maddede yazılı hallerde vergi zıyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi zıyaı cezası kesilir.

Naylon fatura suçunun sabit olması halinde Vergi ziyaına 359. maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu ceza üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak uygulanır.

Vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri için bu madde uyarınca kesilecek ceza yüzde elli oranında uygulanır.”

Yargı kararları;

  • Faturaların gerçek bir hizmet karşılığı düzenlenip düzenlenmediklerinin belirlenmesi için, bedellerinin ödendiğine ve düzenleyenin hesabına girdiğine dair, ticari teamüle uygun kanıtlama yeterliliği olan, banka ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler de araştırıldıktan sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekir. (Yargıtay 11.Ceza Dairesi E: 2001/4883,K:2001/5847 Karar Tarihi : 28.05.2001)
  • Defter ve belgeleri üzerinde mal hareketine yönelik olarak hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan, sadece mal alım taraflarını düzenleyen firma ve şahıslar hakkında sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediklerine dair rapor bulunmasını esas alarak tarhiyat yapılamaz. (Danıştay 4.Daire,  Karar Tarihi : 25.10.2000 E:2000/42 K: 2000/4381)


Kaynak: Nevzat Erdağ / nevzaterdag.com