Gurbetçiler Türkiye’deki 40 Milyar Euro’sunu Çekerse Ne Olur?
(23.05.2022)
Köşemde son üç yılda yazdığım birçok yazımda “Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimi Anlaşmasının” yürürlüğe...

Köşemde son üç yılda yazdığım birçok yazımda “Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimi Anlaşmasının” yürürlüğe girmesi ve bu bilgilerin paylaşılmaya başlaması ile beraber özellikle 5 ülkede (Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Avusturya) yaşayanlar ile birlikte 7 milyon gurbetçinin çok zor durumda kalacağını ifade etmiştim. Bu ülkelerin zaten 2018 yılı seçimlerinde yurtdışında oy kullanan 3.032.206 kişinin bilgilerini alıp, vergi incelemelerine başladığını sizlere aktarmıştım. İktidarın bu anlaşmayı onaylamadan önce yurtdışındaki vatandaşlarımızı uyarmadığını da ifade etmiştim. Benim yazılarımdan sonra, toplantılarla bilgilendirme yaptılar ama iş işten geçmişti.

Bugün sizlere, Sözcü Gazetesi Almanya Temsilcisi Ali Gülen'in geçen hafta okuyucularımıza duyurduğu; Almanya'nın Bavyera eyaleti Mali İdaresi'nin Türkiye'den aldığı finansal bilgilerden hareketle Almanya'da vergi mükellefi olup da Türkiye'de uzun süre kalan, emlak alımı ya da başka nedenle Türkiye'de adresi görünen veya yeni gelip de vergi dairesi ile işi olanlara gönderilen “Tasdikname” adlı formda, “Almanya dışında elde edilen vergiye tabi tüm gelirlerin” beyan edilmesinin istenmesinin hem gurbetçiler hem de Türkiye açısından sonuçlarını paylaşacağım.

SÜREÇ NASIL GELİŞTİ? HANGİ BİLGİLER PAYLAŞILDI?

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), G20'nin ve AB'nin uluslararası ölçekte vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele çalışmaları sonucunda, Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi hazırlandı. Bu sözleşme, AB üyesi ülkelerin yanı sıra İsviçre, Norveç, Brezilya, Hindistan gibi ülkelerin de dahil olduğu ve bugün itibarıyla 144 ülke tarafından imzalandı. Türkiye, söz konusu bu sözleşmeyi 2011 yılında imzaladı. Bu tarihten 6 yıl sonra, uygulamayı düzenleyen ve bugün itibarıyla 114 ülkenin taraf olduğu “Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması” Türkiye tarafından 21.04.2017 tarihinde imzaladı ve 31.12.2019 tarihinde onayladı.

Bu anlaşmaya göre; imzacı ülkeler karşılıklılık temelinde, ilgili ülkelerin mukimlerine ait finansal hesap bilgilerini finansal kuruluşlardan toplayıp, ayrı bir talep gerekmeksizin (otomatik olarak) her yıl ilgili ülkeyle paylaşmaktadır.

Türkiye'deki finansal kuruluşlarda tutulan finansal hesap bilgileri bilgi değişimi kapsamına girmekte olup, taşınmaz ve araç gibi taşınır bilgileri otomatik bilgi değişimi kapsamında değildir. Kapsama girmesi durumunda; hem gerçek kişi (bireysel hesaplar) hem de kurumlara ait (kurum hesabı) bilgiler karşılıklı olarak paylaşılmaktadır. Yurtdışında yaşayan Türklerin banka hesap bilgileri, Covid-19 nedeniyle biraz gecikme ile de olsa 30 Eylül 2021 itibarıyla ikamet ettikleri ülkelerle paylaşılmaya başlandı.

NELER OLACAK?

Çalışma veya oturma izni alarak altı aydan daha fazla yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları, Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar bakımından dar mükellefiyet esasında vergilendirilmektedir. Yani bu kişiler, Türkiye tarafından sadece Türkiye'de elde ettikleri gelirler üzerinden vergilendirilebileceklerdir. Oysaki bu kişiler Almanya için tam mükellefiyet esasına göre vergilendirilmektedir. Yani Almanya'da yaşayan gurbetçi bir Türk, Almanya içinde ve dışında elde ettiği bütün gelirleri Alman Vergi dairelerine beyan edip, toplam matrah üzerinden vergi ödemelidir. Çifte vergilendirme olmaması için; Almanya'da beyan edilen gelir ile ilgili olarak Türkiye ‘de bir vergi ödenmiş ise bu vergi Almanya'da ödenecek vergiden mahsup edilecektir.

Bavyera Mali İdaresi, finansal hesap bilgilerinden Türkiye'de gelir elde ettiği halde kendilerine beyanname vermeyenlere bir form göndererek, bu gelirlerin beyan edilmesini istiyor. Beyan edilmez ise; zaten Türk Gelir İdaresi'nden aldığı bilgiler ile cezalı vergi tarhiyatını hemen yapacak. Bu olayın vergi yönü. Bir diğer önemli konu, Almanya ‘da hiç geliri olmadığı beyanı ile sosyal yardım alanların Türkiye ‘de gelir elde ettikleri paylaşılan bilgilerden tespit edilmişse; bu yardımlar hem kesilecek hem de faizleri ile beraber geri alınacak.

Gelelim olayın Türkiye'yi ilgilendiren yönlerine. Yurtdışında yaşayan yaklaşık 7 milyon Türk'ün Türkiye'deki bankalarda 40 milyar Euro'su var. Bu mevduatın önemli bir kısmı faiz gelirlerinden vergi ödememek için, kur korumalı sisteme döndü. Bu hesap sahibi gurbetçiler Türkiye'de mevduat faizi için vergi ödemeseler bile, bu faiz gelirlerini yaşadıkları ülkede beyan edip vergi ödemek zorundalar. Bu durum, vergi incelemelerinden bunalan gurbetçilerin bu paraları bankalardan çekmelerine neden olursa ne olur?

Merkez Bankası rezervleri içinde yer alan 128 milyar doların, döviz kurunu baskılamak için satılması sonucunda rezervlerin eksiye döndüğünü memlekette duymayan kalmadı. Çok ciddi döviz ihtiyacı içinde olduğumuz muhakkak. Döviz mevduatlarının bozularak Kur Korumalı Mevduata dönüştürülmesi, ihracatçının dövizi, turizmcinin dövizi, vatandaşlık için ev alanın dövizini Merkez Bankası'na satma zorunluluğu getirdik, sonuç değişmiyor.

Para lazım olunca, aklımıza yine gurbetçiler geldi. YUVAM (Yurtdışında Yerleşik Vatandaşlar Mevduat ve Katılım) hesabı icat ettik. Yurtdışında oturma veya çalışma izni ya da hakkı bulunan veya adres kayıt sisteminde yerleşim yeri bilgisi olarak yurtdışı adresi kayıtlı olan T.C. vatandaşı gerçek kişiler bu hesabı uzaktan erişim ile açabiliyorlar. Bu hesaptan elde edilen faiz gelirinde stopaj oranı “sıfır” ama bu gelirin Almanya'da beyan edilip vergisinin ödenmesi gerekiyor.

Sonuç olarak; bilgilendirme ve hazırlık yapılmadan onaylanan bir anlaşma, Türkiye‘yi 40 milyar Euro'luk mevduat çekilme riski ve YUVAM hesabının hiçbir anlam ifade etmemesi sonucuna götürdü. Döviz ihtiyacını gideremezken, eldeki önemli bir döviz varlığını da kaybedeceğiz.

Sorumlusu kimler acaba?



Kaynak: Nedim Türkmen / Sözcü Gazetesi