Vergi Hatalarının Düzeltilmesiyle İlgili Yeni Kararlar (4)
(23.09.2022)
Vergi hatalarının düzeltilmesi konusuna devam. Bugün, 24 Mart 2021 tarihli DÜNYA’da yayınlanan makalemin bir kısmını...

Vergi hatalarının düzeltilmesi konusuna devam. Bugün, 24 Mart 2021 tarihli DÜNYA’da yayınlanan makalemin bir kısmını, biraz değiştirerek yeniden yazdım. O makalenin teması, beyanname doldururken yapılan küçük bir dikkatsizlik veya hatanın, önemli sayılabilecek risklere ve maliyete yol açabileceğine ilişkindi ve aşağıdaki karar ve bir özelge üzerinden konuyu değerlendirmiştim.

Bugün aynı karar üzerinden, yargı organlarının vergi hatalarının düzeltilmesi konusuna yaklaşımını anlamaya ve değerlendirmeye çalışacağım.

Davanın konusu

Davacı şirket, 7143 sayılı Kanun kapsamında 2017 hesap dönemi için kurumlar vergisi matrah artırımından yararlanıyor. Beyannameyi doldururken “beyan edilen matrah” bölümüne ilgili hesap dönemi kurumlar vergisi matrahını yazmasına karşın, beyana göre artırılan matrah bölümüne, beyan edilen matrahın %15'ini değil, 2017 hesap dönemi kurumlar vergisi matrahını tekrar yazıyor. Dolayısıyla matrahın %15’inin %20’si kadar vergi ödeyerek matrah artırımı hükümlerinden yararlanması mümkünken, matrahın tamamı üzerinden %20 vergi ödüyor.

Durumu sonradan fark eden şirket, matrah artırımı sırasında beyan edilen matrahın %15'i yerine, yanlışlıkla 2017 hesap dönemi kurumlar vergisi matrahının tekrar yazıldığını belirterek, yapılan bu hatanın düzeltilmesi ve fazla ödediği verginin iadesini Mali İdareden talep ediyor. Talebin reddedilen şirket, idari işlemin iptali talebiyle konuyu yargıya taşıyor.

- Vergi Mahkemesi kararı: Konuyu inceleyen vergi mahkemesi, davanın kabulüne karar veriyor. Kararın gerekçesi, Danıştay kararında yer almıyor.

- Bölge İdare Mahkemesi kararı: Bölge İdare Mahkemesi, düzeltme talebinin reddine ilişkin işlemi hukuka aykırı bulmuyor, istinaf başvurusunu kabul ediyor ve vergi mahkemesi kararını kaldırarak davanın reddine kesin olarak karar veriyor.

Bölge İdare Mahkemesi kararında gerekçe olarak, mevzuatta matrahın 2017 takvim yılı için %15 oranından az olmamak üzere artırılacağının belirtildiği, kanun koyucu tarafından alt limitin belirlendiği, mükelleflerin bu oran ve üzerinden matrah artırımı yapabileceklerinin açık olduğu, dolayısıyla davacının ilgili kanun hükümleri uyarınca %100 oranında matrah artırımında bulunduğu ve buna kanunen bir engel olmadığı gibi idarenin de bir zorlaması olmadığı görüldüğünden, yapılan matrah artırım oranının sehven yazıldığından bahisle bu hatanın düzeltilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı yer alıyor.

- Danıştay Dördüncü Daire kararı: Kararın temyizi üzerine konuyu inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi;

- Davacı şirketin 7143 sayılı Kanun’da yer alan asgari matrah oranını beyan etmek istediği,

- İlgili Kanun hükmü gereği dava konusu dönemde ticari hayatın olağan akışına uygun olarak davacının 2017 kurumlar vergisi matrahının %15'ini beyan etme olanağı varken, %100 oranında matrah artırımında bulunmasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu,

- Bu haliyle de yapılan matrah artırım oranının yanlışlıkla yazıldığının kabulü gerektiği,

gerekçeleriyle, davalı idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıyor ve aksi yöndeki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararını bozuyor. (Danıştay Dördüncü Dairesi’nin, 06.10.2020 tarih ve E:2020/2183 K:2020/3476 sayılı kararı.)

Kişisel değerlendirmem

Matrah artırımına ilişkin düzenlemede asgari matrah artış oranı hükme bağlanmış ama asgari oranın üzerinde yapılan artışın mükellefe hiçbir avantajı yok. Mükellef neden daha yüksek bir oranda artış yapmış olabilir sorusuna verilecek tek cevap olabilir; beyannamenin doldurulması sırasında yapılan basit bir hata. 

Yukarıda özetlediğim somut olayda, verilen beyannamede 399.208,55 lira tutarında kurumlar vergisi tahakkuk ettiriliyor. Artırılan matrahın doğru yazılmış olması durumunda tutar 59.881,28 lira. Fazladan tahakkuk ettirilen tutar 339.327,27 lira. Hiçbir olumlu etkisi olmadan, bu tutarın fazladan ödenmek istenmesinin hata dışında bir açıklaması yok. Hata varsa da düzeltmek gerekir diye düşünüyorum.



Kaynak: Recep Bıyık / Dünya Gazetesi