Yeniden Değerleme ve Enflasyon Muhasebesinin Mali Tablolara Etkileri
(21.01.2023)
Cumhuriyetin 100. yılında ekonomimizin en büyük yapısal sorunlarından birisinin yüksek enflasyon olduğunu söylesem...

Cumhuriyetin 100. yılında ekonomimizin en büyük yapısal sorunlarından birisinin yüksek enflasyon olduğunu söylesem herhalde herkes tarafından genel kabul görür. Yüksek enflasyon maalesef sadece ekonomimizi değil, toplumu oluşturan tüm yapıları ciddi bir şekilde etkilemektedir. Bunun en temel nedeni, yaşam maliyetimize yaptığı yıkıcı etkidir.

Yüksek enflasyonu ülkemizde 2018 yılından itibaren iyiden iyiye hissetmeye başladık. Bunun sonucu olarak da mali idare 2018 yılında geçici 31. madde ile yeniden değerlemeyi geçici bir süreliğine ihtisas etti. Fakat 2018’den sonra yüksek enflasyon etkisi ülkemizde giderek arttığı için, geçici 31. maddeyi 31.12.2021 tarihine kadar bir defaya mahsus uzattı.

Geçici 31. madde ile aktifte kayıtlı bulunan taşınmazlar ve amortismana tabi iktisadi kıymetler için %2 vergi ödeyerek yeniden değerleme uygulaması ile 2021 yılına ilişkin mali tabloların en azından kısmi olarak enflasyonun etkilenmesinden arındırılmasına çalışıldı. Dolayısıyla bu hükümden yararlanan firmalar, 2021 yılına ilişkin hazırlamış oldukları finansal tabloların da yeniden değerlenmiş değerler üzerinden amortisman ayırma yoluna gittiler. Ancak 2021 yılının sonuna yaklaşılan o günlerde mükerrer 298. maddenin birinci fıkrasındaki enflasyon muhasebesinin uygulamasına ilişkin şekil şartları sağlanmış olduğu için enflasyon muhasebesinin uygulanacağına da neredeyse herkes kesin gözüyle bakıyordu.

Bu noktada şöyle bir kritik durum ortaya çıktı. Nasıl olsa yılsonu itibari ile enflasyon muhasebesine geçileceği düşünüldüğü için, birçok firma geçici 31. maddeden açıkçası çok yararlanmadı. Çünkü %2 vergi ödeyerek kısmi düzeltme yapmaktansa, yılsonu itibarıyla tüm parasal olmayan değerler enflasyon muhasebesi kapsamında %2 vergi ödemeden düzeltilebileceği için, geçici 31. maddenin pek bir anlamı kaldığı söylenemez. İşte tam bu noktada mali idare şapkadan tavşan çıkardı ve geçici 33. madde ile bir defaya mahsus olmak üzere geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere 2021 ve 2022 hesap dönemleri ile 2023 geçici vergi dönemlerinde mükerrer 298. maddenin şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın mali tabloların enflasyon düzeltmesine tabi tutulmasını 31.12.2023 tarihine erteledi.

Ancak mali idare geçici 33. madde ile enflasyon düzeltmesini 31.12.2023 tarihine ötelerken, diğer taraftan da mükerrer 298’inci maddeye Ç bendini ekleyerek enflasyon muhasebesinin uygulanmadığı dönemlerde firmaların arzu etmesi durumunda, bir bedel ödemeden yeniden değerlemeyi her zaman uygulayabileceğini belirtmiştir. Böylece 2003 yılında enflasyon düzeltmesinin uygulamaya girmesi ile yürürlükten kalkan yeniden değerleme, 2022 yılından itibaren tekrardan yürürlüğe girmiştir.

 

Bunun yanında mali idare arzu eden firmalara isteğe bağlı olarak uygulanmak üzere geçici 32. maddeyi de yürürlüğe sokmuştur. Firmalar, taşınmazlar ile amortismana tabi gayrimenkullerini arzu etmeleri durumunda bir defaya mahsus olmak üzere yeniden değerlemeye tabi tutarak %2 vergi ödemek suretiyle bu uygulamadan faydalanabilmektedirler.

Geçici 32. madde ve mükerrer 298’inci maddenin Ç bendinin neler içerdiğine kısaca bir göz atacak olursak, Örneğin 2022 yılına ilişkin olarak, Geçici 32. madde kapsamında yeniden değerlemeye tabi tutulacak bir iktisadi kıymetin, satın alım tarihinden başlayarak 31.12.2021 tarihine kadar Yİ-ÜFE baz alınarak değerlenmesi neticesinde, mevcut değerinin bugüne taşınması sağlanmaktadır. Oysaki mükerrer 298’inci maddesinde ise, sadece deftere kayıtlı bulunan maliyet değerinin ilgili yıla ilişkin değerleme oranı ile çarpılmak marifetiyle yeni değeri ortaya çıkacaktır. Görüleceği üzere geçici 32. maddede iktisap edilen sabit varlıklar, iktisap tarihinden başlayarak 31.12.2021’e kadar değerlenebilirken, mükerrer 298’inci maddenin Ç bendinde böyle bir hak bulunmamakta, sadece 2022 yılına ilişkin yeniden değerleme oranı olan 122,93 ile çarpılmak suretiyle yeni değerine ulaşılmaktadır.

Geçici 32. madde kapsamında değerlemeye tabi tutulan varlıklar ileride satılır ise, satışa bağlı olarak hesaplanan yeniden değerlemeden kaynaklanan değer artış fonları, sermayenin bir unsuru olarak fon hesaplarında kalabilecekken, 298’inci maddenin Ç bendine göre değerlenen varlıkların satışı halinde ise fon hesabında bulunan değerleme farkları, ilgili iktisadi kıymetin birikmiş amortismanına ilave edilerek satışa bağlı kârın yüksek çıkmasına neden olacaktır.

Geçici 32. madde kapsamında taşınmazlar değerlemeye tabi tutulabilirken, mükerrer 298’inci maddenin Ç bendi gereği amortisman ayrılmayan taşınmazlar, değerlemeye tabi tutulamamaktadır.

Yeniden değerlemeye tabi tutulacak iktisadi kıymetlerin iktisap edilmesi sırasında eğer banka kredisi kullanılmış ve meydana gelen kredi faizleri ile kur farkları iktisadi kıymetin maliyetine ilave edilmiş ise geçici 32. madde kapsamında bu maliyet unsurları da değerlemeye tabi tutulabilir iken, mükerrer 298’inci maddenin Ç bendi  bu maliyetler ilk yıl hariç mutlaka maliyet hesaplarından çıkarılacaktır.

Gerek geçici 32. madde kapsamında, gerekse mükerrer 298’inci maddenin Ç bendi kapsamında değerlenecek varlıklar için önceki dönemlerde ayrılmamış amortismanlar mevcut ise, bunlar da birikmiş amortismana ilave edilecektir.

Mükerrer 298’inci maddenin Ç bendi ile geçici 32. madde arasındaki bir noktanın daha altını çizmekte fayda görüyorum. Eğer firmalar geçici 32. maddeyi uygulamadan herhangi bir şekilde mükerrer 298’inci maddenin Ç bendi bendini uygularlarsa, geçici 32. maddedeki haklarını kaybetmektedirler. Dolayısıyla, mükerrer 298’inci maddenin Ç bendini uygulamadan önce firmaların, Geçici 32’yi uygulayıp uygulamama konusunda karar vermeleri gerekmektedir.

Yüksek enflasyonun 2023 yılında da devam edeceğini öngörmekteyiz. Dolayısıyla geçici 33. maddede de ifade edildiği üzere, enflasyon düzeltmesi 31.12.2023 tarihli bilançolara yapılacaktır ve mevzuat gereği 2022 yılı ve 2023 yılında yüksek enflasyondan kaynaklı fiktif karları ve vergi karşılıklarını ne yazık ki mali tablolarımızda göreceğiz. Bununla birlikte 31.12.2023 tarihi itibari ile yapılacak olan enflasyon düzeltmesinin sonuçları ise yapılan yasal düzenlemeye göre 2024’ten itibaren düzenlenecek olan mali tablolara yansıyacaktır.

Bu durumda içinde bulunduğumuz bugünlerde firmalar 2022’ye ilişkin mali tablolarını düzenlerken, bir defaya mahsus olmak üzere arzu ettikleri iktisadi kıymetlerini geçici 32. madde kapsamında değerlemeye tabi tutarak %2 vergi ödemek marifetiyle 2022’ye ilişkin mali tablolarını düzenleyebilirler. Ya da mükerrer 298’inci maddenin Ç bendi kapsamında 2022 yılına ilişkin değerleme oranı ile ilgili iktisadi kıymetlerini değerleme tabi tutabilirler.

Bu durum hem 2022 kâr zararına hem de 2023 kâr zararına direkt etki edecek bir karardır. Ancak 2022 yılı için geçici 32. maddeden faydalanmak isteyen firmalar, bununla ilgili olarak Ocak 2023 sonuna kadar değerlemeye tabi tutmak istedikleri iktisadi kıymetlerine ilişkin hesaplamalarını yapmaları ve bunlara ilişkin beyannamelerini vererek birinci taksiti Ocak/2023 tarihinde olmak üzere bir ay atlayarak 3 eşit taksitte ödemeleri ve bu dar sürede firmaların acil karar alması gerekmektedir.



Kaynak: Şahkan Saltık / Ekonomim.com